Avrupa’da yapılan yeni bir araştırma, 3-4 yaşındaki çocukların büyük bir kısmının, sağlıklı gelişim için gerekli olan uyku süresini alamadığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, bu yaş grubundaki çocukların yüzde 75’i yeterli uyku almıyor ve bu durum, uzun vadede fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkileyebiliyor. Uyku eksikliği, çocukların öğrenme yeteneklerini, ruh halini ve genel sağlığını bozabileceği için uzmanlar, erken yaşlarda uyku düzeninin önemine dikkat çekiyor.
Araştırma, Avrupa’nın farklı bölgelerindeki çocukların uyku alışkanlıklarını inceledi. Çocuklar, günün çoğunu oyun ve öğrenme faaliyetleriyle geçirirken, ebeveynlerin uyku konusunda farkındalık eksiklikleri ve yoğun yaşam temposu, çocukların yeterli dinlenme süresi bulmasını zorlaştırıyor. Bu durumun, özellikle dijital cihazların kullanımının arttığı günümüzde, daha da yaygınlaştığı belirtildi.
Uzmanlar, 3-4 yaşındaki çocukların her gece en az 10-12 saat uyuması gerektiğini ifade ediyor. Ancak araştırma, bu yaş grubundaki çocukların çoğunun gece uykularının 8-9 saatte sınırlı kaldığını gösterdi. Uyku eksikliğinin, çocuklarda odaklanma güçlüğü, davranış problemleri, düşük enerji seviyeleri ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi olumsuz sonuçlara yol açabileceği belirtiliyor. Ayrıca, erken yaşta yeterli uyku almayan çocukların gelecekte obezite, diyabet ve kalp hastalıkları gibi sağlık sorunları riskiyle karşı karşıya kalabileceği vurgulandı.
Ebeveynlerin, çocuklarının uyku düzenine daha fazla özen göstermeleri gerektiği ifade ediliyor. Çocukların düzenli uyku alışkanlıkları edinmeleri için ebeveynlere rehberlik etmek amacıyla okullarda ve sağlık kuruluşlarında eğitimler düzenlenmesi öneriliyor. Ayrıca, ekran süresinin sınırlandırılması, yatak odasının sakin ve karanlık bir ortamda olması gibi faktörler, çocukların daha iyi uyumasına yardımcı olabilecek unsurlar arasında sayılıyor.
Bu araştırma, Avrupa genelindeki uyku eksikliğinin çocuklar üzerindeki uzun vadeli etkilerini gözler önüne sererken, erken yaşlardan itibaren sağlıklı uyku alışkanlıklarının teşvik edilmesinin önemini bir kez daha vurguluyor.